Türkiye, savunma sanayiindeki ilerlemeleriyle Afrika’da önemli bir stratejik aktör haline geliyor. Yerli üretim T-129 ATAK helikopterleri, Bayraktar TB2 İHA/SİHA’lar, HÜRKUŞ eğitim uçakları ve zırhlı kara araçları gibi teknolojik ürünlerle öne çıkan Türkiye, kıta ülkeleriyle derinleşen işbirlikleri geliştiriyor.

Koruma Personeli Zorlu Eğitimlerle Saha Görevine Hazırlanıyor Koruma Personeli Zorlu Eğitimlerle Saha Görevine Hazırlanıyor

TUSAŞ tarafından üretilen ATAK helikopterlerinin Nijerya’ya teslimatı, bu işbirliğinin son örneklerinden biri oldu. Bu tür projeler, savunma sanayi ihracatını aşarak eğitim, teknoloji transferi ve güvenlik işbirliğini de kapsıyor. Türkiye, Afrika ülkelerinin ihtiyaçlarına özel çözümler sunarak, terörle mücadele, sınır güvenliği ve asimetrik savaşlara yönelik etkili araçlar sağlıyor.

Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerinde eşit ortaklık ve yerel ihtiyaçlara odaklanma ilkesi dikkat çekiyor. Fransa ve Çin gibi kıtada etkili olan diğer aktörlerin aksine, Türkiye ideolojik dayatmalardan uzak, bağımsızlık ve kalkınma odaklı bir yaklaşım sergiliyor. Nijerya’dan Libya’ya, Somali’den Sahel bölgesine kadar geniş bir coğrafyada savunma işbirlikleri, altyapı projeleri ve insani yardımlar Türkiye’nin bu stratejik yükselişini destekliyor.

Savunma sanayi işbirlikleri, Türkiye’nin Afrika’daki etkisini yalnızca askeri boyutla sınırlamıyor. TİKA, Türk Kızılayı ve Maarif Vakfı gibi kurumlar aracılığıyla yürütülen projeler, uzun vadeli kalkınma hedeflerine hizmet ediyor. Türkiye’nin "Türkiye Modeli" olarak adlandırılan bu yapıcı yaklaşımı, kıtadaki diğer aktörlerden ayrışmasını sağlıyor ve bölgede güvenilir bir ortak olarak konumlanmasını destekliyor.

Sonuç olarak, Türkiye’nin Afrika politikası, yerel ihtiyaçlara dayalı çözümler ve karşılıklı saygıya dayalı işbirlikleriyle hem bölgesel istikrara katkı sağlıyor hem de küresel ölçekte benzersiz bir strateji olarak dikkat çekiyor.