Türkiye’nin en büyük savunma sanayi etkinliği olan IDEF 2025, bu yıl yalnızca teknolojik ürünlerin tanıtıldığı bir fuar olmanın ötesine geçerek, Türkiye’nin değişen askeri doktrinini ve bölgesel vizyonunu ortaya koydu.
Temmuz 2025’te İstanbul’da düzenlenen IDEF, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği noktayı değil, ulaşmak istediği stratejik hedefleri de yansıttı. Sergilenen sistemler; modüler yapı, görev odaklı mühimmatlar ve elektromanyetik savunma teknolojileri gibi yeniliklerle dikkat çekti.
Fuarda öne çıkan TAYFUN BLOK-4 balistik füzesi, Türkiye’nin “menzil dışı caydırıcılık” stratejisine geçiş yaptığının sembolü olarak değerlendirildi. Gökhan ve Gökbora gibi yeni nesil füzeler de, KAAN savaş uçağı projesiyle birlikte entegre hava gücü vizyonunun yapı taşlarını oluşturdu.
ASELSAN’ın tanıttığı EJDERHA mikrodalga silahı ve MKE’nin TOLGA yönlendirilmiş enerji sistemi ise, dron sürüleri gibi asimetrik tehditlere karşı yenilikçi çözümler sundu.
IDEF 2025, aynı zamanda Türkiye’nin savunma sanayisini dış politika aracı haline getirme stratejisinin bir parçası olarak da öne çıktı. Türk yapımı radar, SİHA ve hava savunma sistemlerine başta Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya ülkeleri olmak üzere yoğun ilgi gösterildi.
Uzmanlara göre Türkiye, artık tekil sistemler geliştirmekten çok, ağ merkezli ve hibrit savunma altyapısı kurmaya odaklanıyor. Bu yaklaşım, NATO ile uyumlu ama bağımsız hareket kabiliyeti yüksek bir askeri yapının önünü açıyor.
IDEF 2025’in ortaya koyduğu tablo, Türkiye’nin savunma stratejisinde hem teknolojik hem zihinsel bir dönüşüm yaşandığını açıkça gösteriyor.